Yaklaşım Logo

Bildirim Önelleri Taraflar İçin Farklı Olabilir mi? (E-Yaklaşım)

MevzuautTR Reklam

Yazar: Erol GÜNER*

E-Yaklaşım / Ocak 2022 / Sayı: 349

I- GİRİŞ

İş sözleşmesi, işçi ve işveren taraflarının karşılıklı anlaşması ile her zaman sona erebilir. İşçinin ölümü de iş sözleşmesini sona erdirir. Ancak, işverenin kişiliği göz önünde tutularak yapılmış bir sözleşme olmadıkça, işverenin ölümü kural olarak iş sözleşmesini sona erdirmez. Ayrıca, sözleşme “belirli süreli” yapılmış ise, sürenin bitimiyle de sözleşme kendiliğinden sona erer.

İş sözleşmesinin sona ermesi, “fesih bildirimi” yoluyla da yapılabilir. Fesih bildirimi yoluyla iş sözleşmesinin sona ermesi, “belirsiz süreli” iş sözleşmelerinde belirli bir süre önceden haber vererek “bildirim öneli” ile yapılabileceği gibi; “belirli ve belirsiz süreli” iş sözleşmelerinde “haklı sebeplerin” varlığı halinde “derhal” de olabilir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 17, 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nun 5, 6, 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 16 ve 6098 sayılı Borçlar Yasası’nın 431 ve 432. maddelerinde iş sözleşmesinin feshinde bildirim önellerini düzenlemiş bulunmaktadır. Söz konusu düzenleme, süresi belirli olmayan iş sözleşmeleri için öngörülmüştür. Yasal düzenleme; işçinin hizmet süresine göre iş sözleşmesinin feshinden önce belirli bildirim önellerinin tanınmasını zorunlu kılmaktadır. Belirtilen bu zorunluluk hem işçi, hem de işveren için söz konusudur. Belirtilen bildirim önellerinin geçmesi halinde iş sözleşmesi sona ermektedir. Bunun sonucunda, işçi ve işverenin iş sözleşmesinden doğan borçları ve alacakları da bitmektedir. Bildirim önellerine ilişkin ücretin peşin olarak ödenmesi halinde ise, iş sözleşmesi, bildirim önelleri beklenilmeden ödeme yapılması ile birlikte ortadan kalkmaktadır. Yasal düzenlemeye aykırı hareket edilme halinde ise, bildirim önellerine ilişkin ücretin ihbar tazminatı şeklinde tahakkuk ve tediyesinin zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre; süresi belirli olmayan hizmet akdi feshedilmeden – işi altı aydan az sürmüş ise iki hafta, altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş ise dört hafta, bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş ise altı hafta, üç yıldan fazla sürmüş ise sekiz hafta- önce karşı tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Bildirim önelleri hem işçiye hem de işverene tanınmıştır. Bu nedenle bildirim önellerine uyulmadan iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda işçi veya işverenin ihbar tazminatı isteme hakları doğmaktadır.

Makalemizde, iş sözleşmelerinin bildirim önelleri tanınarak feshedilmesi konusunda mevzuat hükümleri çerçevesinde bildirim önellerinin taraflar için aynı olup olamayacağını irdelemeye çalışacağım.

II- YASAL DÜZENLEME

4857 sayılı İş Kanunu’nun “Süreli Fesih” başlıklı 17. maddesine göre;

SÜRELİ FESİH

MADDE 17. “Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.

İş sözleşmeleri;

a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,

b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,<...

Diğer Yazılar
Görüntülenme Sayısı